Clinic Nişantaşı: 0 212 234 90 90
Nişantaşı Hastanesi: 444 00 77

Laparoskopik Histerektomi

Endoskopik ameliyatların jinekolojide geldiği noktalardan biriside tamamı ile kapalı(laparoskopik) rahim alınma operasyonudur. Bu yöntem son yıllarda gelişen teknoloji ile daha sık kullanılır hale gelmiş ve hastalarımız kesi ve dikiş olmadan, kısa hastanede kalış süresi, daha az ağrı ve ameliyat sonrası daha iyi toparlanma olanağı bulmalarını sağlamıştır.

Laparoskopik rahim alınma ameliyatları teknik olarak 3 tiptir.

  1. Laparoskopik Assiste Vaginal Histerektomi(LAVH)
  2. Total Laparoskopik Histerektomi (Tamamı ile kapalı yöntem)
  3. Robotik Histerektomi

olmak üzere 3 prosedür olarak uygulamaktayız. Bu 3 yöntemde amaç karına kesi uygulamadan kapalı operasyon tekniği ile rahmin alınmasını sağlamaktır. Laparoskopik assiste vaginal histerektomide operasyona belirli bir aşamadan sonra vaginal yoldan devam edilir iken total laparoskopk histerektomide operasyonun tamamı laparoskopik olarak başlanıp laparoskopik olarak bitirilmektedir. Gerekli dikişlerde yine laparoskopik olarak uygulanmaktadır. İleri laparoskopik deneyim gerektiren bu prosedür belirli merkezlerde uygulanabilmektedir.

Robotik cerrahi ise  karın içi organları 3 boyutlu görebildiğimiz için ameliyat sahasına daha hakim olabilmekteyiz. Robotik kolların 360 derece hareket ve eklemli teknolojisi sayesinde özellikle zor operasyonları ve kanser ameliyatlarını karından bir kesi yapmadan tamamen kapalı olarak  yapılabilir hale getirmiştir.

Rahim Alma Ameliyatlarının Yapılma Nedenleri:

  • Myom
  • Rahim sarkması
  • İlaca cevap vermeyen anormal uterin kanamalar
  • Endometriozis , adenomyozis ve kronik pelvik ağrı(CPP)
  • Rahim (uterus),rahimağzı (serviks) ve yumurtalık (over) kanserleri

İlimin ve bilim insanının bilgi birikiminin ilerlemesi ile rahim alınması operasyonları tercihen vaginal yolla laparoskopik assiste veya sadece vaginal operasyon ile yapılmaktadır, ayrıca vaginal yolla alınması mümkün olmayan ve başka nedenlerden dolayı(kist, myom, tümör, fonksiyon dışı kanamalar) ameliyat olması ve rahiminin alınması gereken olgularda tamamı ile laparoskopik histerektomi operasyonu tercih edilmektedir. Laparoskopik ameliyatlar sağladığı avantajlar nedeni ile popülaritesi son yıllarda zirve yapmış ve altın standart haline gelmiştir. Bu sayede hastalarımız hızlıca ve daha iyi bir nekahet dönemi ile normal hayatlarına dönebilmektedirler.

Laparoskopik Myomektomi

Laparoskopik Myom Ameliyatı Nedir?

Myomlar kadınlar arasında sık gördüğümüz ve iyi huylu tümör kabul ettiğimiz hastalıklardır. Rahim kaslarından gelişmektedir ve yerleşim yerine, boyutlarına ve bası şikayetlerine göre myomun ameliyat edilip edilmeme kararını vermekteyiz. Genel olarak her 10 kadından 5’inde myom olmasına rağmen bu 5 kadından 1 tanesi ameliyat gerektirecek myom özelliğini taşımaktadır. Diğer 4 hasta ise düzenli myom kontrolleri ile ameliyata gerek olmadan takip etmekteyiz.

Hangi myomlar ameliyat edilmelidir ?

  • Boyutu 5cm’nin üzerinde ise
  • Rahim zarına yakın yerleşerek kanama fazlalığı yaratıyorsa
  • Mesane ve rektuma bası yapıyor ve idrar, kabızlık şikayetlerine yol açıyorsa
  • Rahim anatomisini bozarak veya küçük olmasına rağmen rahim zarının beslenmesine engel olarak kısırlık veya gebe kalmayı zorlaştırıyor, düşüklere ve gebelik kayıplarına yol açıyorsa
  • Takiplerde hızlı büyüme gösteriyor, ağrıya yol açıyorsa ameliyat kararı vermekteyiz.

Ameliyat kararı verilen hastalarımıza bu ameliyatın klasik olarak açık ameliyat dediğimiz konvansiyonel laparotomi ile yapılabileceği gibi laparoskopik olarak kapalı yöntem ile yapılabileceği seçeneğinide sunuyoruz. Bu sayede hem kesi ve büyük dikişler olmadan bir an önce iyileştiği gibi hemde daha az ağrı ve daha konforlu bir nekahat(iyileşme) dönemi sunmaktayız. Myomların bir çoğu laparoskopik olarak çıkarılabilmesine karşın laparoskopinin her hastane ve klinikte uygulanamadığı gibi laparoskopik myomektominin ise  daha ileri tecrübe, bilgi birikimi ve teknolojik donanım gerektirmesi nedeni ile oldukça az klinikte uygulanmaktadır. Bu nedenle myom ameliyatı olması gerekn hastalarımızın bu konuyu doktorlarından talep etmeleri, ameliyat seçenekleri hakkında bilgilenerek karar vermeleri gerekmektedir. Çünkü sağladığı avantajlar ile tercih edilmesi gereken yöntem laparoskopik myom ameliyatı olmalıdır.

Laparoskopik Myomektomi Riskleri Nelerdir?

Laparoskopik myom ameliyatının açık ameliyat tekniği ile yapılan myom ameliyatlarına göre artmış bir risk taşımamaktadır. Gerek ameliyat sırasındaki kanama gereksede ameliyat sonrası olması muhtemel riskler açısından her iki ameliyat tekniği benzer riskler taşımaktadır .

Laparoskopik Myomektomi Avantajları Nelerdir?

Laparoskopi, klasik açık myom ameliyatlarına göre daha avantajlı olması nedeni ile ön plana çıkmaktadır. Bu avantajları sıralarsak ;

  • Daha kısa hastanede yatış süresi
  • Daha küçük kesi ile yapılabilmesi ve büyük kesi – dikişler olmaması
  • Daha az enfeksiyon, kanama, fıtık riski
  • Daha az karın içi yapışıklık riski
  • Daha az ağrı
  • Daha kısa zamanda iyileşme ile hastanın normal hayatına ve işine bir an önce dönmesi.

Laparaskopik Myom Ameliyatı Tekniği Nedir?

Laparoskopik myom ameliyatları ileri tecrübe, bilgi birikimi, teknolojik altyapı gerektirmektedir.  Sağladığı avantajlar sayesinde jinekolojik ameliyatlarda ilk seçilmesi gereken yöntem olmuş durumdadır. Laparoskopik myom ameliyatını gerçekleştirebilmek için kullanılacak laparoskopi el aletlerinin hepsinin sağlanması gerekmektedir. Göbekten ve karın alt sol ve sağ bölgelerinden 0.8cm lik küçük kesiler ile operasyon rahatlıkla yapılabilmektedir. Laparoskopide görüntü sağlayan kameranın 10 kat büyütmesi sayesinde ameliyat sahasındaki en küçük damarlar, sinirler ve diğer tüm dokular en ince ayrıntısına kadar görülebilir ve ameliyat başarı ile yapılabilmesine olanak sağlamaktadır.

Gelişen tıbbın hastalarımıza sunduğu bu minimal invaziv cerrahi yaklaşımı sayesinde en az doku hasarı ile maksimum fayda sağlama ilkesi ile laparoskopik ameliyatlar günümüzde altın standart – yani en iyi ve ilk seçilmesi gereken ameliyat yöntemi olarak kabul görmüştür.

Laparoskopik myom ameliyatlarında myom ve myomu saran kapsülü ile birlikte çıkarılıp eğer gerekiyor ise rahim kaslarını tekrar eski haline dönüştürmek için yine laparoskopik yöntemle sütür(dikiş)  uygulanmakta ve çıkarılan myom veya myomlar yine özel laparoskopik  özel aletler ile karın içi organlara zarar vermeden karın dışına alınmakta ve kanama kontrolü sağlandıktan sonra ameliyat bitirilmektedir. Operasyon süresi myomların yerleşim yerine, myom çıkarıldıktan sonra rahim kaslarına sütür(dikiş) gerekip gerekmemesine göre 45 dakika – 2.5 saat sürebilmektedir. Operasyon sonrası 1 gece hastane kaldıktan sonra evinize dönebilirsiniz.

Hangi hastalar laparoskopik myom ameliyatı olabilir ?

Myom nedeni ile ameliyat olması gereken hastalarımızın büyük çoğunluğunda laparoskopi yöntemi seçilebilir. Bu konuda en önemli nokta laparoskopik myom ameliyatı uygulayabilen, bu konuda tecrübeli bir laparoskopist tarafından yapılmalıdır. Ayrıca myom sayısı, büyüklüğü  ve yerleşim yeri bu operasyonun kararını vermede önemli noktadır. Biz hangi hastalarımız için laparoskopik myom ameliyatını tercih ediyoruz ;

  • Boyutu 9-10 santimetreden küçük olmalı
  • Myomlar, 4 den fazla sayıda olmamalı

Özetlemek gerekir ise myom nedeni ile ameliyat olması gereken hastaların bu ameliyatı laparoskopik olarak kapalı yöntemle olma şanslarının olup olmadığını, yine laparoskopi konusunda deneyimli kadın hast. Ve doğum hekimleri ile paylaşmalı bilgi almalıdır. Şartlar uygun ise laparoskopi tercih edilmelidir.

Gebelikte Ellerde Uyuşma

GEBELİKTE UYUŞMA VE KARINCALANMA ŞİKAYETLERİ

Özellikle gebeliğin son 3 ayında artış gösteren şikayetlere yol açan bir sinir sıkışması sendromudur. Gebeliğin artan ödem ve basısına bağlı olarak ağrı, sızı ve uyuşma-keçeleşme ile kendini göstermektedir.

GEBELERDE UYUŞMA VE KARINCALANMA NEDEN OLUR?

Gebelerimizde özellikle 6.aydan sonra elde uyuşma, ağrı, sızlama ile kendini gösterebilmektedir. Tuzak nöropati olarak adlandırılmaktadır ve median sinir dediğimiz el ayasını ve parmakların hareket ve duyu iletiminden sorumlu bir sinir dalının el bilek kanalından geçerken sıkışması anlamına gelmektedir. Şikayetler daha sıklıkla geceleri oluşmaktadır. Bunun sebebi hareketsiz kalmaya bağlı sinir basısının artması ve ödeminde etkisi ile sıkışmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.

Gebeliğin ilerleyen haftalarında rahimin büyümesine bağlı olarak bacaklara giden birçok sinir basıya uğramaktadır. Ayrıca ödem dediğimiz su tutulmasına bağlı olarak bacakların şişmesi sonucu  yine bazı sinirler bası altında kalabilmektedirler. Bu basınç genelde bacaklarda ve el-parmaklarda olmak üzere uyuşma ve karıncalanmaya neden olabilmektedir. Genelde hafif seyretmesine karşın bazı gebeliklerde ciddi sıkıntılara yol açabilmektedir.
Sevindirici yanı ise doğum sonrası ise bir kaç ay içinde normale dönmesidir.

EN SIK ŞİKAYET NEDİR ? 

Gebenin  en sık karşılaştığı sinir sıkışma sendromu, gece uykudan uyandıran ellerde ve parmaklarda uyuşmadır. Buna bağlı uyku düzensizlikleri görülmektedir. Gece ellerde uyuşma ve kötü bir his ile uyanan gebe elini sallayarak masaj yaparak ve silkeleyerek biraz düzelme olduğunu hisseder. Nadiren ellerde ve parmak uçlarındaki duyu bozulmasından ötürü bardak gibi cisimleri tutma ve yakalamada sorun yaşanabilmektedir.

TEDAVİ İÇİN NE YAPABİLİRİM ?

Ellerde hissedilen uyuşmalara bağlı gelişen bu sinir sıkışması hadisesine karpal tünel sendromu adı verilmektedir ve tedavisinde ilk aşama el bileğini hareketini kısıtlayan atel dediğimiz aparatların kullanılması ile başlamaktadır. Bu atelin görevi sıkışmayı engelleyen en uygun pozisyonu sağlamak ve sinirin kendisini onarması için uygun ortam sağlamaktır. Ayrıca ilaç olarak B12 vitaminini sinir kılıflarını onarmadaki etkisi nedeni ile yüksek dozlarda verebilmekteyiz.  Magnezyum içeren ilaçlarda bir kısım rahatlama sağlamaktadır.

Bir diğer tedavi yöntemi ise el bileğine ve karpal tünel dediğimiz kanala steroid denilen ilacın özel iğneler ile zerk edilmesi uygulamasıdır ve bu yöntemin etkinliğine inanmıyorum ve rutin günlük kullanımda pek başvurulmamaktadır.

Özetle bunu yaşayan hastalarımızın bilmesi gerekenleri özetlersek;

  • Geçici bir durumdur.
  • Doğumdan sonra düzelecek olması sevindiricidir.
  • Sabırlı olmalısınız.
  • Doktorunuzdan uygun tedaviyi dinlemeli önerilerini uygulamalısınız.
  • Özellikle yeşil sebzelerden zengin, dengeli beslenmeli ve fazla kilo almamalısınız.
  • Düzenli yürüyüş yapmalısınız.

Gebelikte Seyahat Yapılabilirmi ?

Gebelik seyahat yapmayı engellemez. Gebelerimizin bebeği zarar görmeden seyahatini rahatça tamamlayabilmesi için bir kaç konuya dikkat etmesi gerekmektedir.

KARA YOLU İLE SEYAHAT

  • Araç seyahatlerinde özellikle 16. haftadan yani 4.aydan sonra emniyet kemerinizi omuz ve kasıklarınızdan geçecek şekilde, göbeğinizi çaprazlamayacak şekilde bağlamalısınız. Nasıl bağlamanız gerektiği konusunda yandaki resimden yardım alabilirsiniz.
  • 3 saatin üzerinde yolculuklarda anne adayı 2-3 satte bir ayağa kalkarak 5 dakika gezinmelidir. Bu sayede oturur durumda yavaşlayan kan dolaşımına faydası olacaktır.

Gebeliğin son haftalarında uzun ve yorucu yolculuk uygun değildir. Zorunlu ise yapılmalıdır.

GEBELİKTE GRİP VE ÜST SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONLARI

Üst solunum yolu enfeksiyonları kısaca ÜSYE olarak adlandırılmaktadır. Özellikle kış aylarında karşılaştığımız ve büyük çoğunluğu viruslere bağlı olan basit olmasına karşın verdiği rahatsızlık ve şikayetlerin fazla olması, toplumda her yerde sık karşılaştığımız, eğer dikkat etmez iseniz bulaşmasının çok kolay olması nedeni ile önemli bir hastalıkdır. Devamını oku.

WhatsApp chat